Konum, otel ile ilgili en iyi şey. T1 tramvay hattının iki istasyonu arasındasınız. Topkapı ve Ayasofya'nın yanı sıra Gülhane Parkı da yakındadır. Personel güler yüzlüdür, ancak ne yazık ki İngilizce olarak iyi iletişim kuramazsınız. Burada Arapça, Türkçe ve Fransızca konuşulmaktadır. Bu da beni bir sonraki noktaya ve soruna getiriyor: Konukların çoğu Arap dünyasından geliyor. Çocuklar asansörü istedikleri gibi kullanıyorlar, odaların duvarları o kadar ince ki geceleri komşu odaların konuşmalarıyla uyanıyorsunuz. Burada huzuru bulamayacaksın. Bunu çok talihsiz buluyorum. Sabahları ise düzenli olarak yenilenen harika bir kahvaltı büfesi var. Akşamları canlı müzik var. Atmosfer çok rahat. Yukarı odanıza çıkana kadar. Odalar her sabah havluları değiştiren ve yatakları yapan temizlik personeli tarafından ziyaret edilmektedir. Aksi takdirde, mobilyalardan birkaç yıl önce en parlak dönemini yaşadığını görebilirsiniz: yıpranmış sıhhi tesisler ve kulplar; Düzgün çalışmayan ışıklar ve dış duvarlardan soyulmaya başlayan duvar kağıtları.
Bu utanç verici çünkü otelin konumu ve gece atmosferi nedeniyle iyi bir potansiyeli var.
Orijinal MetinÇeviriler Google tarafından sağlanmıştır